daha tatlı uyandırmak için bir 10 dakika kadar yaprakla gıdıklamaya çalışmıştım ama başaramadım. üzerimde mutfak önlüğüyle yatağa girip arkasından sarıldım, sürekli olarak öpüyor ve konuşuyordum ama bu da fayda etmemişti. son çare olarak annemin ben çocukken kullandığı yönteme başvurdum. burnunu sıktım! bir hışımla doğruldu yatakta. birkaç saniyelik ayılma sürecinden sonra amansız bir yastık savaşını başlattı suratıma indirdiği darbeyle. yatak odası dar gelmişti artık, aşağı salona indik. savaş hala devam ediyor, nefes almakta güçlük çekmeye başladığımız halde kahkaha atarak kendimizi zorluyorduk. sonunda "tamam" dedi, "yoksa öleceğim, dur." savaşı bitirdik. ben bir kanepeye attım kendimi, o karşıdakine. nefes ritmini normale getirdikten sonra kafasını bana çevirdi. - ne bu hal? - ne var halimde? - pijama altının üzerine mutfak önlüğü falan. seksi olmaya mı çalışıyorsun? amacın beni mi etkilemek? burada büyük bir kahkaha patlattı. - yok canım, bu benim doğal halim.
Hepimizin hayatı bir çocuğun oyuncağı.